“Hipertansiyonun belirtisi olmayabilir, düzenli kan basıncı ölçülmeli”
Hipertansiyonun önlenebilen ve önlenemeyen risk faktörleri olduğu belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Emel Yiğit Karakaş, “Hipertansiyonu olan çoğu insan sorunun farkında değildir çünkü hiçbir uyarı işareti veya yakınması olmayabilir. Bu nedenle kan basıncının düzenli olarak ölçülmesi esastır” diye konuştu.
Hipertansiyonu olan çoğu insanın sorunun farkında olmadığını söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Emel Yiğit Karakaş, “Hipertansiyonun hiçbir uyarı işareti veya yakınması olmayabilir. Bu nedenle kan basıncının düzenli olarak ölçülmesi esastır. Önlenebilen ve önlenemeyen risk faktörleri vardır. Önlenebilen risk faktörleri arasında sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik, 5 saatten az gece uykusu, aşırı sigara ve alkol tüketimi ve aşırı kilolu veya obez olmak sayılabilir. Önlenemeyen risk faktörleri ise ailede hipertansiyon öyküsü, 65 yaşın üzerinde olmak, kalp ve büyük damar anomalilerine sahip olmak, böbreğin birincil hastalıkları, endokrin organlarda bulunan bozukluklar olarak sıralanabilir” şeklide konuştu.
“KALBİN DOKUSU ZARAR GÖRÜR”
Hipertansiyonun tedavi edilmediği durumda sürekli yüksek basınca karşı çalışmak zorunda olan kalbin zorlanacağını ve istemsiz olarak kalpte büyüme olacağını ifade eden Beykent Üniversitesi Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Emel Yiğit Karakaş, “Kalbi besleyen damarlar büyüyen kalp kası kitlesini yeterince besleyemez ve kalbe oksijen akışı bozulur kalbin dokusu zarar görür. Sonucunda kalp yetmezliği dediğimiz tablo ortaya çıkar. Yine sürekli yüksek basınç tüm organlara giden damarlarda sertleşme ve damar iç yapısında bozulmalara neden olur. Böbrek dokusunda bozulma ve yetmezliğe neden olur. Beyne kan taşıyan damarlarda ya tıkanıklık ya da patlamaya neden olarak beynin beslenmesinin bozulmasına ve felç olarak adlandırılan durumun ortaya çıkmasına neden olur” dedi.
Hipertansiyon tedavisi hakkında bilgi veren Karakaş, “Öncelikle hipertansiyonu olan bireylerin yaşam tarzı değişikliği dediğimiz önerilere mutlaka uyması gerekir” diyerek önerilerde bulundu.
“EN AZ 7-8 SAAT OLMAK ÜZERE DÜZENLİ GECE UYKUSU UYUMALI”
Tuz alımını azaltmak gerektiğini söyleyen Karakaş, “Daha fazla meyve ve sebze yemeli, düzenli olarak fiziksel olarak aktif olmalı, sigara kullanımından kaçınmalı, alkol tüketimini azaltmalı, doymuş yağlarda yüksek gıdaların alımını sınırlamalı, diyette trans yağların ortadan kaldırılması / azaltılması, ideal kiloya ulaşmalı, en az 7-8 saat olmak üzere düzenli gece uykusu uyumalı, kahve tüketimini günde 2 fincan ile sınırlı tutmalı, ve uzaklaşılabilir stres faktörleri var ise bunlardan uzak durmalı” dedi.
Talebinizle ilgili yardımcı olabilmemiz için lütfen formu doldurun.