Prof. Dr. Koyuncu, günümüzde öne çıkan iki modern tekniği şöyle sıraladı:
Lazerle Prostat Ameliyatı (HoLEP veya ThuLEP):
Kapalı sistemle gerçekleştirilen bu yöntem, prostat dokusunun lazerle parçalanıp dışarı alınması esasına dayanıyor. Ameliyat süresi prostatın boyutuna göre 1,5–2 saat sürüyor. Bu teknikte geride doku kalma riski yok denecek kadar az. Hastalar 1–2 gece sondalı takip edildikten sonra taburcu ediliyor. Ancak düşük oranda da olsa geçici idrar kaçırma veya meninin geriye kaçması gibi yan etkiler görülebiliyor.
Kapalı yöntemle uygulanan bu teknikte, prostata belirli aralıklarla iğneyle sıcak su buharı veriliyor. Özellikle orta kısmı belirgin olmayan ve yaklaşık 80 grama kadar büyüklükteki prostatlarda daha yüksek başarı sağlanıyor. Ameliyat süresi 20–25 dakika arasında değişiyor. Sıcak su kullanımı nedeniyle sondalı kalma süresi 5–7 gün olabiliyor. Bu yöntemin en önemli avantajı, geçici idrar kaçırma ve meninin geriye kaçması riskinin yok denecek kadar az olması.
Her iki tekniğin de avantaj ve dezavantajları bulunduğunu belirtmekle birlikte, “İyi huylu prostat cerrahisinde tek bir yöntemi her hasta için ‘en iyisi’ olarak tanımlamak mümkün değildir. Tedavi; hastanın yaşı, şikâyetlerinin düzeyi, prostatın boyutu, anestezi alabilirliği ve ek hastalıklarının varlığına göre kişiye özel olarak planlanmaktadır” olarak ifade eden Prof. Dr. Koyuncu, sözlerini “Önemli olan her hastaya en uygun tedavi yöntemini uygulamaktır.” diyerek tamamladı.