KİLO VERMEYİ ENGELLEYEN DURUMLAR NELERDİR ?
İç hastalıkları ve obezite kliniklerine sıklıkla başvuran obez bireyler çoğunlukla diyet yapmalarına rağmen istedikleri kiloya ulaşamamaktan şikayet etmektedirler. Peki bu durumun gerçek nedenleri nelerdir.
1. Bazal metabolik hızı yavaşlatan durumlar:
· Hareketsiz yaşam şekli: hareketsiz yaşam şekli kas kütlesinin zayıflamasına ve sonuçta enerji tüketim hızının azalmasına neden olur. Ayrıca dolaşım sistemi sindirim sistemi ve sinir sistemi fonksiyonları içinde düzenli egzersiz çok önemlidir. Bu sistem fonksiyonlarında bozulma da insan vücudunun metabolik dengesinin çok farklı mekanizmalara ile bozulmasına aşırı yeme alışkanlığının oluşmasına neden olmaktadır.
· Aşırı uyku veya günlük 5 saatten az gece uykusu: son zamanlarda yapılan çoğu araştırma en az 7 saatlik gece uykusunun vücut için gerekli olduğu daha uzun süreli uyku veya daha az süreli uykunun kalp krizi ve inme ile sonuçlanabilecek diabetes mellitus ve hipertansiyon gibi metabolik hastalıklara neden olabileceğini bize göstermiştir.
· Tiroid bezi fonksiyonlaının yavaşlaması yeterli hormon sentezinin olmaması: Tiroid hormonları vücut enerji kullanım hızını ayarlar ve metabolik dengenin koronmasının sağlarlar. Yani sindirim, uyku, uyanıklık, bağışıklık sistemi, kas iskelet sistemi kuvveti ve enerji kullanım hızı, kalp dolaşım sistemi, parasempatik sempatik sinir sisteminin kişinin ihtiyaçlarına kadar dengeli çalışmasında tiroid hormonları görev alır.
· Kansızlıklar ve vitamin eksiklikleri: vücutta normal metabolizmanın devamı için gerekli olan vitamin ve mineral seviyelerinde düşme olduğunda kişi kendini hep yorgun ve takatsiz hisseder. Bu da kişinin günlük aktivitelerinde kısıtlılığa gitmesine, egzersiz ve yürüyüş gibi aktivitelere karşı isteksiz olmasına neden olur. Artan yorgunluğu ve takatsizliği gidermek için yüksek enerji veren gıdalara yönelim artar ve sonuçta yüksek kalorili gıdaların tüketimi kilo alımını bereaberinde getirir.
2. Aşırı çay ve kahve tüketimi: diyet programlarında metabolizma hızlandırıcı olarak eklenen kahve günde 2 fincanın üzerindeki alımlarda aşağıdaki nedenlere bağlı olarak kilo verme hızı azalmaktadır.
Kahve ve çay tüketimi birden fazla neden ile kilo alımının artmasına neden olmaktadır. Kahve ve çay ilk alımda mide asit salımını ve mide peristaltik harekletlerinde artama yaparak mide boşalmasını hızlandırır. Asit içeriği artmış ve hızla boşalmış mide daha çabuk açlık hissinin oluşmasına neden olur ve kişiyi olması gerekenden daha erken bir şeyeler yemeğe teşvik eder. Ofis çalışma şeklinin daha fazla olduğu kişilerde bu alınan gıdalar daha çok taşınması ve temini kolay, kendisi küçük kalorisi yüksek, hazır paketlenmiş gıdalar olmaktadır. Örneğin o açlık anında 1-2 lokmada tüketilmiş olan 20 gr lık çikolata ve bisküvi parçasının kalorisi 100-150 kkal düzeyindedir ve bu alınan ekstra kalori ancak 25-30 dakika hafif tempolu bir yürüyüş ile veya en az 15 dakikalık orta ağır düzey egzersiz ile harcanabilir.
Hele de çay ve kahve krema ve şeker gibi ürünler eşliğinde tüketiliyor ise alınan kalori miktarı günlük 200-350 kkal ye kadar çıkmaktadır.
Ayrıca kronik kahve ve çay tüketimi uzun dönemde mide mukozasında aşınma ve iltihaplanmaya neden olarak sindirimi bozmakta ve gıdaların tam sindirilmeden ince ve kalın barsaklara ulaşmasına neden olup orada bulunan barsak flora dengesinin bozulmasına aşırı gaz üretimi yapan bakteri miktarının artmasına ve sonuçta gaz ve şişkinlik şikayetlerinin oluşmasına neden olmaktadır. Zaten obezite nedeni ile bel çevresi artışından muzdarip olan obez kişiler bir de gaz artışının neden olduğu karın genişlemesi ve gerginliği nedeni ile daha da obez hissetmektedirler.
Yine uzun süreli ve fazla miktarlarda çay ve kahve tükeimi vücut kan yapmında en temel mineral olan demir emilim bozukluğu yaparak kansızlık oluşmasına neden olmakta bu da yukarıda bahsettiğimiz gibi bazal metabolik hızın yavaşlamasına ve kilo alımının artmasına neden olmaktadır.
Tüm bu nedenlere bağlı olarak demir eksikliğinin önüne geçmek , aşırı yeme isteği , kabızlık ve dispeptik yakınmlarının gelişiminin önlenmesi amacı ile özellikle sabah kahvesi tüketiminin kesilmesi ve günlük kahve tüketiminin 1 fincan (150 ml) ve çay tüketiminin de 2- 3 fincan ile sınırlanması, açık ve yumuşak içim çay kahve tüketimi önerilir.
3. Doğru ve sağlıklı beslenmenin yapılmaması kişilerin çoğu zaman diyet yapmasına rağmen kilo verememelerine neden olmaktadır. Hızlı kilo kaybı sağlayan popüler diyetler yerine kişiye uygun sürdürülebilir, kişinin yaşam şekline ve çalışma hayatına uygun doğru beslenme programları ile başarılı kilo kaybı sağlanmaktadır. Popüler ve kısa süreli sıkı diyet programları başlangıçta başarılı kilo verdirse de kişiler diyeti bıraktıklarında eski kilolarına tekrar dönmektedirler. Diyet programlarında tüm besin öğelerini içine alan doyurucu gıdalar kullanılmalıdır.
4. İnsülin direnci varlığı
İnsülin direnci aslında kilo alımının nedeni değil sunucudur. Kilo artışı oldukça pankreastan insülin salınımı, karaciğer, kas ve yağ dokusu hücrelerinin insüline duyarlılığı bozulmakta ve insülin direnci oluşmaktadır. Yemeklerle alınan glukoza karşı aşırı insülin salınımı olur. Kandaki şeker yüksek insülinin etkisi ile kandan hızla uzaklaştırılır ancak kanda yüksek olan insülin aynı hızda kandan uzaklaştırılamaz sonuçta insülini karşılayacak şeker kanda olmadığı için hasta tok olsa da açlık hissetmeye kan şekeri düşüklüğü semptomları hissetmeye başlar. Yemek yediğinde şikayetlerinin geçtiğini fark eder ve daha sık aralıklarla ve fazla miktarlarda yemek yemeğe başlar. Ve bu kısır döngü halinde öylece devam eder. Sonuçta açlığa dayanamama, diyet yapamama ve kilo verememe olarak hasta bize gelir. Bu döngüyü kırmanın en iyi yolu az ve dengeli beslenme sonuçta doğru beslenmedir.
Doğru problemlerin tespiti ve kişilere özgü çözüm önerileri ile verilemeyecek kilo yoktur.
Uzm. Dr. Emel Yiğit Karakaş
Talebinizle ilgili yardımcı olabilmemiz için lütfen formu doldurun.