Omurilik ve sinir kökleri hem doğrudan baskı nedeniyle hem de bu baskının kan dolaşımını bozması sonucu dolaylı olarak etkilenir. Özellikle fiziksel efor sırasında ihtiyaç duyulan artan kan akışı, bu daralmış kanalda gerçekleşemez. Bu da nörolojik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur.
Kanal daralması:
Santral (orta) kanal bölgesinde
Lateral recess (yan oluklarda)
Foramen (sinir kök çıkış kanallarında)
oluşabilir. Darlık bu üç alanda tek başına veya bir arada görülebilir. Foraminal stenoz denilen durumda, sadece sinir kökleri etkilenir ve buna özgü belirtiler görülür.
Bel bölgesinde kanal daralması başlangıçta belirti vermeyebilir. Ancak daralma ilerledikçe ve yapılar üzerindeki baskı arttıkça aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
Bel ve bacak ağrısı
Yürürken veya ayakta dururken artan ağrı
Eğilince veya oturunca rahatlama
Kas güçsüzlüğü
Uyuşma, karıncalanma
Yorgunluk hissi
Denge kaybı
İleri vakalarda idrar ya da dışkı kaçırma
Bu belirtiler hastadan hastaya değişebilir ve genellikle hareketle artar, dinlenmekle azalır.
Belde kanal daralmasının başlıca nedenleri şunlardır:
Yaşlanmaya bağlı dejeneratif değişiklikler
Omurlar arası disklerin küçülmesi ve kabarması
Faset eklemlerde kireçlenme ve büyüme
Omurgayı saran bağların kalınlaşması
Bel fıtığı
Omur kayması (spondilolistezis)
Bu yapısal değişiklikler omurilik kanalında yer daralmasına ve sinir yapılarına baskıya neden olur. Kanal darlığı yaşla birlikte yavaş yavaş gelişebilir veya daha hızlı seyreden travmalarla tetiklenebilir.
Disklerin kuruyup küçülmesiyle birlikte:
Omurgadaki bağ dokular esnekliğini kaybeder.
Kireçlenmeler eklemlerde kabarma yapar.
Omurilik kanalını çevreleyen yapılar içeri doğru büyüyerek sıkışıklık oluşturur.
Bu değişikliklere bazen bel fıtığı veya bel kayması gibi sorunlar da eklenebilir ve tabloyu daha da ağırlaştırır.
Bazı hastalarda muayene sırasında belirti görülmeyebilir. Özellikle hasta dinlenmişse ağrı veya başka bir belirti olmayabilir. Bu nedenle doktorlar, hastayı yürüttükten sonra tekrar muayene etmeyi tercih edebilir.
Geriye eğilme (ekstansiyon) hareketi şikayetleri artırır.
Öne eğilme (fleksiyon) ise genellikle şikayetleri azaltır.
Hastalar genellikle çömelince ya da eğilince rahatladıklarını ifade eder. Bu tipik bir dar kanal belirtisidir.
Kanal genişliği ile bulguların şiddeti doğrudan ilişkilidir. Aynı düzeyde bir fıtık veya kayma:
Normal genişlikte kanala sahip kişilerde belirti oluşturmayabilir.
Dar kanala sahip kişilerde ise şiddetli belirtilerle kendini gösterebilir.
Bu durumun nedeni, dar kanal nedeniyle sinirlerin hareket alanının azalması ve koruyucu beyin omurilik sıvısının (BOS) kaybıdır. Dolayısıyla dar kanal, bulguların hem erken hem de daha yoğun şekilde ortaya çıkmasına neden olur.
Dar kanal tanısı konulurken şu yöntemler kullanılır:
Fizik muayene: Özellikle hareketle değişen belirtiler değerlendirilir.
Görüntüleme yöntemleri:
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR)
Bilgisayarlı Tomografi (BT)
Röntgen
Bu yöntemlerle omurga kanalı, sinir yapıları, omurlar arası diskler ve BOS (beyin omurilik sıvısı) detaylı olarak incelenir.
Kanal daralması bazen damar tıkanıklığı (VK) gibi hastalıklarla karıştırılabilir. Bu nedenle:
Ayak ve bacak nabızlarının mutlaka kontrol edilmesi gerekir.
Kalp ve damar muayeneleri de ihmal edilmemelidir.
Ayırıcı tanı, doğru tedaviye ulaşmak için kritik öneme sahiptir.
Belde kanal daralması, yaşla birlikte gelişebilen ve hareket kısıtlılığına, ağrıya, hatta yaşam kalitesinde düşüşe neden olabilen ciddi bir durumdur. Ancak erken teşhis ve doğru yöntemlerle tedavi edilmesi mümkündür.
Eğer sizde de yukarıdaki belirtiler varsa bir beyin ve sinir cerrahisi (nöroşirürji) uzmanına başvurmanız önerilir.